Ana içeriğe atla

Gelecek Partisi’nin tarihi ekonomi toplantısı 17.06.2020




Gelecek Partisi ekonomi kurmaylarının Genel Başkan Ahmet Davutoğlu eşliğinde Sheraton Otel’de 15 Haziran tarihinde düzenledikleri basın toplantısı ("Ekonomide GelecekModeli") tarihi önemi haiz idi.

 

Davutoğlu’nun giriş konuşması, her ne kadar korona sonrası dünya öngörüleri, kriz dönemleri karşılaştırmaları içerse de öncelikli olarak bir bütüncül zihniyet dönüşümü teklifi içermekteydi. Zihniyet dönüşümü, bunu sağlayacak siyasi ilkeler, buna dayalı yapısal reformlar, bunları gerçekleştirecek liyakatli kadrolar ve yeniden kurulması elzem sistemin hem bugünün arızalarını tamir edici, hem de gelecek inşa edici yönünün birlikte yürütülmesi.

 

Zihniyet-ekonomi-kurumsallaşma-kurallılık-hukuk devleti-güvenlik hepsi içiçe ve metazorik olarak birbirine bağlı. Biri olmadan diğerine el atamadığınız, atsanız da aksamasına engel olamayacağınız, neyi niçin yaptığınızı önceden resmetmeniz, planlamanız gereken bir yürüyüş. “Ben yaptım oldu” kolaycılığı, fevriliği, sözde “hızı”na alternatif bir sistem. 

 

Aslında toplantı baştan sona bu rasyonel, bütünlüklü, planlı, zincirin halkaları gibi birbirine bağlı konuların insan onuru ve haklarından da, ahlaktan da nasıl bağımsız olmadığını ortaya koymaktaydı.

 

Enflasyonun düşürülmesi, asgari ücretin vergilendirmeden muaf tutulması, EYT’liler, ‘Kentsel Tarım’, ‘Emek Barışı’ gibi konulardaki çözümlerin kamu kurumları ve siyasi ilkeler çerçevesinde bir bütünlüklü-planlı siyaset izlenmezse, yolsuzluklarla mücadele adına yasalaştırmalara gidilip kurallı bir Mali sisteme geçilmezse, şeffaflığın ve denetlenebilirliğin merkezde olduğu kamu ısrafına yönelik tedbirler alınmazsa, adalet konularında ilerleme kaydedilmezse, birbirine zincirleme bağlı bu konularda topyekün bir başarı sağlamanın mümkün olmadığı üzerine, sadece teknik değil, felsefi, ahlaki bir vizyon içermekteydi.

 

Artık dünyaya eski sol, muhafazakar, liberal ezberlerle bakmanın mümkün olmadığı vurgusu, bir yandan geleceğe dair planlı-bütüncül bakış, diğer yandan önümüze gelen sorunları ortak akılla aktif şekilde çözebileceğimiz bir öngörülebilir perspektif teklifi içiçe yer almaktaydı.

 

Yani bir ekonomi toplantısından öte dünya sistemine ilişkin de bir okuma önerisi içeren, bu yapılmadan yerel ve bölgesel sorunlara da doğru bakamayacağımızı izhar eden, ideolojik gözlüklerin çeperinde kalmanın vizyonel derinliğe zarar vereceğini, hatta mezkur ideolojilerin hamasi söylemlerle odaklandıkları meselelerin de çözümünün bu perspektifte olduğunun altını somut verilerle dolduran bir basın toplantısı. Bir basın toplantısından öte, sempozyum niteliğinde, dopdolu içeriklerle siyaset, ekonomi, ahlak, felsefe dersleri. Hocanın bundaki payı yadsınamaz ama ekonomi kurmaylarının da insan onuru merkezli dünya görüşlerinin de elbette bu ortak hedefe yönelmede büyük payı var.

 

Beni öncelikle bu açılardan heyecanlandırdı bu toplantı. Meselelere bu bütünlükte bakamazsak (bakabilmek için kendi bireysel ve mahalli güçlerimizin yetmeyeceği itirafını da ekleyerek) doğru düşünmenin tamamlayıcı unsurlarına veriler eşliğinde yaslanamazsak, ahlaklı olmayı da başaramayacağımızın etkili bir söylevi oldu. Ahlaklı olmayı becerebilmenin, bütünlüklü düşünme, birbirine bağlı geniş veri tabanlarından yararlanma, insanlık tecrübelerine yaslanma, bütün bu birikimi kurumsallaştırma çabası gütme, ancak böylesi bir yürüyüşe emek vermekle mümkün olabilirdi.

 

“Davutoğlu yolsuzluklara dikkat çekti…” şeklinde haberleştirmelere baktığımda -belki de zaten eleştirilen sistemin bundan başka bir yozlaşma iklimi üretmeyeceğine ilişkin yeter verilere sahip olduğumuzdan ötürü- kendi adıma odaklandığım nokta tek tek hadiselerden öte bataklığın kurutulmasının ancak yukarıdaki öneriler eşliğinde gerçekleştirilecek sistemsel bir dönüşümle mümkün olabileceğine dair inançtı.

 

Gerisi detaylarla malul…

 

Elbetteki bütünün parçalarını oluşturan ve üzerinde İbrahim Turhan, Kerim Rota, Serkan Özcan, Mustafa Mente gibi çok değerli şahsiyetlerin başını çektiği bir ekibin çalıştığı çok ama çok önemli detaylar:

 

Kamu Maliyesi Strateji Belgesi,

 

Vatandaşın (Sivil toplumun) Bütçe Hakkı,

 

“Bütçe Namustur” anlayışına dayalı olarak, bütçe dışı nitelikleri haiz ve bu yönüyle meşruiyeti sorunlu Varlık Fonu gibi uygulamaların kaldırılması

 

Rant amaçlı KÖİ’lerle (Kamu-Özel İşbirliği) büyüyen ve gelecek nesiller üzerinden ciddi bir yük teşkil eden kara deliklerin kapanması için orta yollu çözüm önerileri

 

“Genç İşsizliğe Çözüm” ve bu başlık altında Özgirişim (Start-up) yatırımları için teşviklerin planlanması,

 

‘İşgücü Piyasası Reformu‘ ile istihdam sorununu minimize etme,

 

Kentsel Tarım ve Teşviklerle Anadolu’ya Göç,

 

“Yoksulluğun umutsuzluğu, umutsuzluğun saldırganlık ve ırkçılığı beraberinde getirdiği”nden hareketle insan onurunu siyasetin merkezine koyan, vatandaşı devlete bağımlıktan kurtaracak bir “sosyal adalet reformu”

 

Ve dahası…

 

Şüphesiz bu başlıkların tümü, ayrıca tek tek ele alınmayı gerektiriyor.

 

Türkiye toplumu, bunların altyapı çalışmalarıyla kısa vadede daha da bilgilendirilecek.

 

Biz de hakikati öğrenmekten korkmayanları detaylarla ilgili bilgilendirmeye devam edeceğiz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MEHMET ŞİMŞEK İLE HASBİHAL

  Sayın Şimşek sözlerimiz size, tekil olarak şahsınıza. Geleceğinizi duyduğumuzda tüm ümit kırıklıklarımıza, tüm birikmiş öfkelerimize rağmen nasıl da umutlanmıştık. İşinin ehli, rasyonel politikalara yol verecek, gelirken kimbilir ne pazarlıklar etmiş, birilerine rağmen göğsünü entrikalara siper etmiş, mevcut sistemin tüm olumsuzluklarının sürdüğünü bildiğimiz halde, doğru bildiklerinden asla taviz vermeyecek idolümüz olmaya adaydınız! Yalnızca biraz zamana ihtiyacınız vardı ki ondan da bizde bolca vardı. Son yedi yılı yara berelerle atlatmış gaziler olarak, ümitlerimizin kırıntılarını tane tane toplayıp soframıza koyacağınızı dört gözle beklemekteydik! Bizi seraptan uyandıran şey Meclis konuşmanız oldu. Tüm “acabalar”a rağmen artırmaya çalıştığımız umutların bir kez daha törpülenmesine sebebiyet verdi. Onca yaşadığımız kabustan sonra zihinlerde “Rasyonel politikalar gütmeye çalışan bir teknokrat” olarak kalmanız iyi olurdu. Selefleriniz kötü yönetime beceriksiz siyasetlerini ...

Aliya! - Acilen anlaşılmayı bekleyen tecrübe ve bilgelik 19.10.2020

Onun, yarım asırdan fazlası bir yana, özellikle otuz yıl önce yaşadığı tecrübelerin ona kattıklarından damıtılmış sözleri, uyarıları, teklifleri hala anlaşılmayı bekliyor. Hangi siyasal süreci yaşarsanız yaşayın, bir evresinde karşınıza o çıkıp size çağdaş dünyada nasıl, hangi ölçütlerle düşünmeniz ve davranmanız gerektiğini hatırlatıyor. Savaş ya da barış şartları farketmiyor. Coğrafyalar anlamsızlaşıyor. İyi ve güzel olan herşeyin adını İslam koyuşu mesajını da evrenselleştiriyor. İki kaynağa dayanıyor: Biri vahiy ve kültürü, diğer insanlık tecrübesi. Tümünü tevhid akidesinin çağdaş yorumlarında mezcederek Müslümanlara ve insanlığa sunuyor. Ontoloji, epistemoloji, ahlak, siyaset, hukuk, felsefe; tümü birden onun yaşam alanından süzülerek gelen erdemlerin işe yarar, dişe dokunur şekilde harmanlandığı bir gerçeklik alanı olarak neşvünema buluyor. Boşa konuşmadığını, “felsefe” yapmadığını, “reel siyaset”in nefsine hoş gelene taviz vermediğini hayatı ispat ediyor. Yaşamadığını önermediği...

Gelin bu bataklıktan ortak akıl ve elbirliğiyle çıkalım! 11.12.2020

Halk Radyo’da Gelecek Partili avukat Hasan Seymen ile Türkiye’de her kesimden ve her alandan OHAL KHK mağdurunun yakından tanıdığı KHK’lı hukukçu Levent Mazılıgüney’in programını takip edebildiniz mi bilmiyorum. Değilse mutlaka izlemelisiniz.   (https://www.youtube.com/watch?v=oL__kWsdi_Y&feature=youtu.be&ab_channel=HalkRadyo)   Programda Türkiye’nin son yıllarda içine girdiği yargı ve hukuk girdabının MR’ı çekilirken, aslında reform denilen şeyin de bugüne dek çiğnenegelen normların, yasaların uygulanmasının gerekliliğinden daha fazla bir şey olmadığı anlatılmaya çalışıldı.   Mazılıgüney, üzerinden dört buçuk yıl geçmesine rağmen halen devam eden operasyonlardan duyduğu endişeleri belirterek başladı analizlerine. Haksız değildi, içlerinde beraat eden ve soruşturmaları halen devam eden insanların da bulunduğu bu operasyonlara duyulan ihtiyaç gerçekten de devletin hala kendisi için yeterli güven ortamını sağlayamayışından mı kaynaklanmaktaydı yoksa toplumu yönetmed...