Ana içeriğe atla

Koronadan daha tehlikeli virüsler Suriye’de 31.03.2020

Suriyeli ilahiyatçı-aktivist  Abdulmunim Zeyneddin, İdlib'e bağlı Eriha kasabasında, Rus-Esed-İran bombardımanlarıyla harabeye dönen mahalleleri gezerek bir video eşliğinde servis etmiş.

 

https://www.referansmedya.com/korona-esed-1633h.htm

 

Korona salgını üzerinden yaptığı empatik karşılaştırma üzerinden dünya kamuoyunda farkındalık oluşturmaya gayret eden Zeyneddin, oldukça farklı bir perspektiften dikkat çekmeyi de başarmış. Sözü, referansmedya.com’a konuşan bu duyarlı ve hikmet sahibi kardeşimize bırakalım:

 

“Burası Suriye’de koronanın yol açtığı yıkıntılar. Fakat birkaç aydır devam eden yeni tip korona değil. Bu daha tehlikeli bir virüs. Katil Esed rejimi ve yandaşlarının virüsü. Bu, sivillerin üzerine 9 yıldan beri sürekli bomba atarak can alan ve içinde yaşadıkları evleri, köyleri hatta şehirleri yok eden Esed rejimi virüsüdür. 

 

Covid-19 salgını, başladığı günden bu yana dünya genelinde yaklaşık 13 bin insanın ölümüne neden oldu. Esed rejimi virüsü ise Rusya ve İran'ın  da yardımıyla yalnızca Suriye halkından 1 milyonu aşkın sivili katletti. 

 

Doktorlar koronaya yakalanmamak için insanların evde kalmasını tavsiye ediyor, evdeyseniz güvendesiniz diyorlar.  Ama Suriye'deki insanların evleri, onları Esed ve yandaşlarının virüsünden koruyamıyor. Bu virüs, evde saklanırken de yaşlıları, kadınları, çocukları, hepsini yakalıyor.  

 

Çocukların Covid-19  virüsüne  karşı yetişkinlere kıyasla daha  güçlü bir bağışıklık sistemleri var. Fakat maalesef Esed virüsüne ve bombalarına karşı bağışıklıkları sıfır. Tam tersi  bu virüs büyüklerden önce çocukları öldürür. Ki bugüne kadar roketlerle, varil bombalarıyla, kimyasal silahlarla on binlerce çocuğu hayattan kopardı.

 

Doktorlar, korona ile mücadele kapsamında kalabalık ortamlarda bulunmamayı tavsiye ediyor. Rusya destekli Esed rejimi ise Suriye’nin kuzeyinde küçük bir alanı, milyonlarca sivilin bir arada yaşamak zorunda olduğu bir yer haline getirdi. Bütün şehirlerdeki insanlar; toplu bulundukları her yer hastaneler, çarşılar, okullar bombalanınca canlarını kurtarmak için evlerinden, geçim yerlerinden göç ederek oraya gitti. 

 

Rejim, şu ana kadar Suriye’de herhangi bir korona vakasına rastlanmadığını iddia etmekte ancak tamamen yalan. Hatta Arap devletleri arasında bu hastalığın en çok yayıldığı ülke olabilir. Niçin? Çünkü Esed, baştan beri sağlık hizmetlerine hiç önem vermedi. Suriye halkından gasp ettiği paralarla onları öldürmek için bomba stoku yaptı.

 

Ayrıca Covid-19 virüsünün merkez üssü haline gelen İran’dan askeri milisleri ülkeye getirmeye devam ediyor. Bu milisleri getiriyor ve onlar da para istiyor. Şu an, uluslararası kararla sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor,  sonra da Esed diyor ki  bu yaptırımların kaldırılmasını istiyoruz, yeterli sağlık hizmetini bu yüzden veremiyoruz. Bilinmelidir ki uluslararası bu yasak sağlık sektörünü etkilemez fakat o, bu yaptırımların kaldırılmasıyla Suriyelileri öldürmeye devam etmek istiyor ve sürekli yaptırımlardan şikayet ediyor.

 

İran da aynı şekilde sızlanıp korona ile mücadele için Uluslararası Fon’dan 5 milyar dolar istiyor. Hâlbuki Suriye halkını katletmek üzere gönderdiği milislerine ve onları silahlandırmaya milyarlarını harcadı ve harcamaya da devam ediyor. 

 

Tüm dünyanın gündemi virüsle meşgulken Esed rejimi ve İran güçleri, Suriye halkını katletmek üzere birliklerini cephe hatlarına sevk etmeye devam ediyor. Bu, daha tehlikeli bir virüs; bu insanlığı öldürücü Esed virüsü. 

 

Korona virüsüne yakalanan insanlarla tokalaşmamak gerektiği aksi halde virüsün bulaşacağı tespit edilmiştir. O halde tüm dünya devletlerinin de katil Esed virüsünden korunmak için  Esed ile tokalaşmaması, elçileriyle görüşmemesi, rejim temsilcilerinin Güvenlik konseyini ve BM’i terk etmesi gereklidir. 

 

Rejim, şu anda binlerce Suriyeli insanı bir örgüte üye oldukları iddiasıyla hapishanelerde tutuyor. Bu hapishanelerde insani muameleden tamamen uzaklar, oraları adeta kıyım yerlerine çevirdiler.  Yarın bir gün de Esed çıkıp diyecek ki tutukluları koronadan dolayı kaybettik. Fakat hepimiz ortaya çıkan fotoğraflarla, belgelerle şahit olduk ki o insanlar korona değil işkenceler, idamlar ve cezalar sebebiyle öldü. 

 

 

Bu katil ve suçlu rejim; yeni tip korona virüsünden daha tehlikelidir. Eğer dünya basını gözle görülemeyen Covid-19 ile meşgul oluyor, devletler onunla mücadele ediyor ve tüm kuruluşlar onu bitirmek için çaba sarf ediyorsa aynısını daha tehlikeli bir virüs olan Esed virüsü için de yapmalıdır. Üstelik bu virüs; uçaklarıyla, yıktığı binalarla, askeri milisleriyle tamamen görünür ve bomba sesleriyle tüm dünyaya işitilir halde bu katliamı yapıyor.

 

Korona virüsünün bir tedavisi bulunamadı fakat Esed virüsünün ilacı belli. Bu zulmü bitirmek ve Suriye halkını kurtarmak. 

 

Elbet bir gün dünya covid-19’dan kurtulacak ve aynı şekilde Suriye halkı da Esed’i, Putin’i, Humeyni’yi tarihin çöplüğüne atacak Allah’ın izniyle. Onlar isteseler de istemeseler de.”

 

Muhteşem bir empati uyarlaması.

 

Dünya, bugüne dek bu uyarıları dinlemedi.

 

Bu insanlık trajedisini korona üzerinden bir kara-mizah ile anlatmaya çalışan bu kardeşimizi dinler mi bilemiyorum.

 

Ama koronanın kendisi başından bu yana ilginç diyarlar dolaşıp nokta atışlarla herkesi şaşırtmakta. Örneği çok. Bazı çekirgeler de sanki çağrısına katkı sağlamakla meşguller. Her 12 dakikada koronaya bir kurban veren, çok sayıda üst düzey asker-sivil bürokrat ve yöneticisini kaybeden İran, şimdi de “Yamyam Çekirge”lerin saldırısı altındayken BM’ye yardım çağrısında bulunmuş. Meğer ağırlıklarınca ürün yok eden çekirgeler, yiyecek bir şey bulamadıklarında “yamyama” dönüşüyorlarmış. Tabii sorun aynı zamanda Kızıldeniz’e komşu başka ülkelerin de sorunu.

 

ABD artık SOS veriyor. Sağlık sisteminin çöktü çökecek olmasının yanına Ordu gibi önemli kurumlarda virüs paniği yaşanıyor.

 

Kommunarka Koronavirüs hastanesinin başhekimi Denis Protsenko daha geçenlerde Putin ile ilgili “herşey yolunda, başkan düzenli olarak test ediliyor” müjdesini verdikten sonra şimdi kendisi pozitif çıktı ve Kremlin’i bir paniktir sardı.

 

Bilmiyoruz Putin ile ilgili sonuç ne çıkacak ama bu virüsün kendinden önceki virüslerden daha fazla seçmeci olduğu kesin. Bilimsel açıklaması, bugüne kadar en yaygın olanı. Lakin bu derece isabetli hedeflere yönelmesinde bilime destek olacak başka açıklama biçimlerini de yabana atmamakta fayda var.

 

Şüphesiz hiçbir şey, gelişme, olgu, vaka tek bir sebebe dayanmaz ve Şüphesiz Allah(cc) en doğrusunu bilir.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MEHMET ŞİMŞEK İLE HASBİHAL

  Sayın Şimşek sözlerimiz size, tekil olarak şahsınıza. Geleceğinizi duyduğumuzda tüm ümit kırıklıklarımıza, tüm birikmiş öfkelerimize rağmen nasıl da umutlanmıştık. İşinin ehli, rasyonel politikalara yol verecek, gelirken kimbilir ne pazarlıklar etmiş, birilerine rağmen göğsünü entrikalara siper etmiş, mevcut sistemin tüm olumsuzluklarının sürdüğünü bildiğimiz halde, doğru bildiklerinden asla taviz vermeyecek idolümüz olmaya adaydınız! Yalnızca biraz zamana ihtiyacınız vardı ki ondan da bizde bolca vardı. Son yedi yılı yara berelerle atlatmış gaziler olarak, ümitlerimizin kırıntılarını tane tane toplayıp soframıza koyacağınızı dört gözle beklemekteydik! Bizi seraptan uyandıran şey Meclis konuşmanız oldu. Tüm “acabalar”a rağmen artırmaya çalıştığımız umutların bir kez daha törpülenmesine sebebiyet verdi. Onca yaşadığımız kabustan sonra zihinlerde “Rasyonel politikalar gütmeye çalışan bir teknokrat” olarak kalmanız iyi olurdu. Selefleriniz kötü yönetime beceriksiz siyasetlerini ...

Aliya! - Acilen anlaşılmayı bekleyen tecrübe ve bilgelik 19.10.2020

Onun, yarım asırdan fazlası bir yana, özellikle otuz yıl önce yaşadığı tecrübelerin ona kattıklarından damıtılmış sözleri, uyarıları, teklifleri hala anlaşılmayı bekliyor. Hangi siyasal süreci yaşarsanız yaşayın, bir evresinde karşınıza o çıkıp size çağdaş dünyada nasıl, hangi ölçütlerle düşünmeniz ve davranmanız gerektiğini hatırlatıyor. Savaş ya da barış şartları farketmiyor. Coğrafyalar anlamsızlaşıyor. İyi ve güzel olan herşeyin adını İslam koyuşu mesajını da evrenselleştiriyor. İki kaynağa dayanıyor: Biri vahiy ve kültürü, diğer insanlık tecrübesi. Tümünü tevhid akidesinin çağdaş yorumlarında mezcederek Müslümanlara ve insanlığa sunuyor. Ontoloji, epistemoloji, ahlak, siyaset, hukuk, felsefe; tümü birden onun yaşam alanından süzülerek gelen erdemlerin işe yarar, dişe dokunur şekilde harmanlandığı bir gerçeklik alanı olarak neşvünema buluyor. Boşa konuşmadığını, “felsefe” yapmadığını, “reel siyaset”in nefsine hoş gelene taviz vermediğini hayatı ispat ediyor. Yaşamadığını önermediği...

Gelin bu bataklıktan ortak akıl ve elbirliğiyle çıkalım! 11.12.2020

Halk Radyo’da Gelecek Partili avukat Hasan Seymen ile Türkiye’de her kesimden ve her alandan OHAL KHK mağdurunun yakından tanıdığı KHK’lı hukukçu Levent Mazılıgüney’in programını takip edebildiniz mi bilmiyorum. Değilse mutlaka izlemelisiniz.   (https://www.youtube.com/watch?v=oL__kWsdi_Y&feature=youtu.be&ab_channel=HalkRadyo)   Programda Türkiye’nin son yıllarda içine girdiği yargı ve hukuk girdabının MR’ı çekilirken, aslında reform denilen şeyin de bugüne dek çiğnenegelen normların, yasaların uygulanmasının gerekliliğinden daha fazla bir şey olmadığı anlatılmaya çalışıldı.   Mazılıgüney, üzerinden dört buçuk yıl geçmesine rağmen halen devam eden operasyonlardan duyduğu endişeleri belirterek başladı analizlerine. Haksız değildi, içlerinde beraat eden ve soruşturmaları halen devam eden insanların da bulunduğu bu operasyonlara duyulan ihtiyaç gerçekten de devletin hala kendisi için yeterli güven ortamını sağlayamayışından mı kaynaklanmaktaydı yoksa toplumu yönetmed...